Milet Antik Kenti tarihi ve felsefi zenginliği ile ziyaretçilerin bilgi ve deneyim hazinesini genişletmektedir. Geçmişte birçok uygarlık ve birçok filozofu bünyesinde barındıran kent yüzyıllar sonra bile canlılığını korumaktadır. Kenti gezerken mistik atmosferin ve zamanda yolculuğun tadına varan ziyaretçiler yavaş adımlarla gezerek o döneme ışınlandıklarını hissederler. Şehrin devamında eşsiz mavi denizi ile doğal yeşil ormanlarının birleşimi ziyaretçilere ayrı bir huzur vermektedir. Müzeleri, diğer antik kentleri, tarihi yapıları ile şehir keşfedilmesi gerekenilen yerler arasındadır.

Milet Antik Kenti'ni 'Filozoflar Şehri' olarak tanımlamak mümkündür. Kent farklı dönemlerde bünyesinde barındırdığı ünlü filozoflar nedeniyle bu ünvanı almıştır. Şehirde yaşamış en önemli filozof da Thales'tir. Pek çok filozofun burada yaşamış olması farklı önemli fikirlerin de ilk adımlarının atılmasına zemin hazırlamıştır. Akılcı düşünce ve felsefenin temellerin bu şehirde atılmış olması bölgeyi diğer yerlerden ayırmaktadır. Efsaneye göre, bir gün baş tanrı Zeus ile fakir bir Miletli bir konu üzerinde tartışırlar. İkisi de bir türlü geri adım atmayınca tartışma uzayıp gider. Sonunda canı sıkılan Zeus tanrı olmanın ayrıcalığını kullanarak tartışmayı sonlandırır. 'Bana bak, beni daha fazla kızdırma, şimdi bir şimşek çakar, seni cayır cayır yakarım!' Miletli köylü korkmadan gayet sakin bir şekilde 'Koca Zeus, bu öfkenle haksız olduğunu nasıl da kanıtladın...' der. Hikayenin sonunda Miletli köylünün akıbetini bilen yoktur fakat kesin olan bir yargı da şudur ki: Miletlilerin tanrıyla özdeş bir düşünce yapısına sahip olduklarıdır.

Kent ziyaretçilere geçmişe dönebilme ve geçmişi hissedebilme fırsatı sunmaktadır. Ziyaretçiler kenti gezerken gördükleri yapıları, kalıntıları araştırarak kimi zaman da okuyarak bilgi sahibi olurlar. Tasvir edilen figürler gelenlerin tahmin yeteneklerini güçlendirme ya da araştırma yapma içgüdüsünü ortaya çıkarır. Yürüyüş tadında yapılan bu gezi şehrin doğal güzellikleri ile bütünleşmeyi sağlar. Eşsiz denizinde yüzme fırsatı ya da yeşil ağaçların arasında kamp yapma fırsatı sağlar.

🌠 Medeniyetlerin Arasından Yükselen Milet

Milet Antik Kenti yaklaşık 4000 yıl öncesine dayanan Kalkolitik Dönem ile başlayan zengin bir tarihe sahiptir. İlk yazılı arkeolojik kaynaklar bu tarihin Genç Tunç Çağı'na özellikle de Hititler' in dönemine işaret eder. Hititliler bu bölgeyi Miken egemenliğindeki Milawanda olarak adlandırmış ve kısa süre sonra kenti yeniden ele geçirdikleri bir dönemde yıkmışlardır. M.Ö. 11.yy'da İonyalı kolonistler tarafından yeniden kurulan Miletos, Arkaik Dönemde İyonya'nın önemli merkezlerinden biri haline gelmiştir. Ticaret ve kültür alanında altın çağını yaşayan şehir, M. Ö. 494'te Lade Savaş'ının ardından Perslerin eline geçtiğinde bu parlak dönemine ara vermiştir. Büyük İskender' in M. Ö. 334'te kenti fethetmesiyle yeniden önem kazanan Miletos, M.Ö. 2.yy'da Roma İmparatorluğu'nun bir parçası olarak ticarette öne çıkmıştır. M. S. 6.yy'da başpiskoposluk merkezi olmasıyla dini bir öneme kavuşan kent, Menteşe Beyliği döneminde ise Venedik'e kadar uzanan ticaret bağlantılarıyla yeniden önemli ticaret merkezi haline gelmiştir. 15.yy'dan itibaren Osmanlı İmparatorluğu'nun egemenliğine giren şehir ve çevresi, tarihin farklı dönemlerinde farklı medeniyetlerin etkisi altında kalmıştır.

🪄 Milet'in Büyüsü

Antik dünyanın en ünlü ve önemli şehirlerinden biri olan Miletos (Miletus, Milet) kültürel, bilimsel ve felsefi katkılarıyla tanınmaktadır. İyonya'nın en eski kentlerinden biri olan ve Ege Denizine dökülen Büyük Menderes Nehrinin yakınında konumlanmış olan kent kuruluşunda bir liman kenti olmakla beraber, Büyük Menderes Nehrinin getirdiği alüvyonlarla liman doldurulduğu için zamanla denizden uzaklaşarak bugünkü konumunda iç kesimlere doğru çekilmiştir. Kentte günümüze ulaşan yapılar arasında 15000 kişilik tiyatro, M. S. 1.yy' da inşa edilmiş Roma hamamları, ana dini merkez olan Delphinion, Kuzey Agora, M. S. 1.yy'a ait Lonik Stoa, Capito hamamları, Gymnasium, M. S. 2.yy'da inşa edilen Bouleterion, 164×196 metre boyutlarında Güney Agora, M. S. 2.yy'da yapılan Faustina hamamı yer almaktadır. Kent bu yapıların yanı sıra felsefe, matematik, astronomi gibi bilim dallarında önemli isimlerin doğduğu bir şehir olarak tanınmaktadır. Thales, Anaksimandros, Anaximenes gibi ünlü filozoflar, coğrafyacı Hekataios, ilk kent plancısı Hippodamos ve Ayasofya'nın mimarı İsidoros Miletoslu bunlardan birkaçıdır.

🌿Habitatın Bileşenleri

Aydın is a city famous for its historical and natural beauties. This beautiful city hosts many endemic plant species with its unique climate and geography. These include:

💮Zakkum (Nerium oleander): Zakkum, güzel çiçekleriyle bilinen zehirli bir bitki türüdür. Estetik değeri ve dayanıklılığı nedeniyle peyzaj düzenlemelerinde sıkça kullanılır. Ancak dikkatli olunması gereken zehirli yapısı nedeniyle doğada rastlanan zakkum bitkisi koruma altında tutulmalıdır.

💮Zakkum (Nerium oleander): Oleander is a toxic plant species known for its beautiful flowers. It is frequently used in landscape arrangements due to its aesthetic value and durability. However, due to its toxic nature, the oleander plant found in nature should be kept under protection.

🪻Aydın Menekşesi (Viola odorata): Aydın Violet is a fragrant plant species known for its delicate purple flowers. It grows in slope forests and moist soils. Used in traditional medicine, Aydın Violet is also noted for its healing properties.

🌵Büyükdiken (Daphne oleoides): Daphne is a plant species that dazzles with its white flowers in the winter months. It generally grows in slopes and forested areas. This plant, which stands out with its unique beauty, is also an important part of the local flora.

🏵️Tüllüşah (Centaurea mykalea): Aydın Gaşağı or Tüllüşah; the scientific name of this plant is Centaurea mykalea. The plant is native to Aydın and was first introduced to the scientific world by being collected from Kuşadası, taking its name from the ancient name of the Samsun Mountains, Mykale. Tüllüşah can reach an estimated height of up to 2.5 meters and, due to its perfect form, can captivate onlookers for minutes. It blooms in June and July.

It has also been recorded that there are 236 fish species belonging to 26 families in the inland waters of Turkey, which is surrounded by seas on three sides. Approximately 49 of these fish species constitute endemic freshwater fish that are unique to Turkey, with the majority identified in the Aegean Region. The Büyük Menderes River in Aydın, rich in fish species, is reported to host about 37 fish species in the province's inland waters, including Akçay, Dandalas Stream, Çine Stream, Topçam Dam Lake, and İkizdere wetlands. Bafa Lake is home to 2 endemic species and 9 breeding migrants, while the Büyük Menderes Basin has 8 exotic fish species. Additionally, out of approximately 7,326 known amphibian species worldwide, 6 are found in Aydın.

🦤Among the 8 known pelican species in the world, the 'Dalmatian Pelican,' which is the largest and the only pelican species endangered, is hosted in the Büyük Menderes Delta in Aydın for breeding, along with 3 other locations in Turkey.